Deha’da bu kez bizler vardık

Duru’nun okulundaydık geçtiğimiz hafta cumartesi. Bu kez sandalyelerde minikler değil biz büyükler oturduk. Amaç, hem velilerin kaynaşması hem de derslerin nasıl işlendiğinin bire bir bizlere gösterilmesiydi. Her branş öğretmeni geldi. Bizler sanki çocuklarmışız gibi onlara ne yapılıyorsa bize de aynısı yapıldı. Müzik dersinde Orff metodu uygulaması vardı. Leo Delibes’nin “Sylvia”sında, kağıt bardaktan yapılmış lastikten telli… Okumaya devam et Deha’da bu kez bizler vardık

Uyku ritüeli

Baba kucağı hem rahat hem yumuşak. Bir de Serhan’ın sakin elektriği devreye girince Duru babasının kucağında mışıl mışıl bir uykuya kolayca dalıveriyor. Bu,  sadece gündüzleri gerçekleşiyor… Onun dışında akşam uykularında hiçbir zaman bir uyku düzeni olmadı Duru’nun, olamadı, yapamadım daha doğrusu. Bazen 10, bazen 11, kimi zaman 12… Zor uyuyan bir çocuk genelde, ancak çok… Okumaya devam et Uyku ritüeli

İlk darbe

Duru, arada aklına geldikçe okulla ilgili şeyler söylüyor. “Anne, biliyor musun artık ben Sura’yla arkadaş değilim” Anladım ki kendine başka bir kanki bulmuş. “Artık Zeynep Ada’yla konuşuyorum, Sûra başka arkadaş buldu” Üzüldüm nedense… Kızım ilk dost kazığını yemiş gibi duruyor. O üzülmemiş gibi görünüyordu, durumu kabullenmiş, yerini Zeynep Ada’yla doldurmuş. Bakalım, kimler gelip kimler geçecek… Okumaya devam et İlk darbe

Laflar laflar…

“Anne, bu yastık yumuklanmış” (Yastığın içi yatmaktan topak topak olmuş, onu söylüyor) Duygulanmak ne demek Duru? “Sevgilenmek” (“Sizi çok seviyorum” dedikten sonra klasik “biz de seni seviyoruz kızım” cevabı ve “Duygulandınız mı anne” sorusundan sonra) “Paylaşmak güzeldir anne” Geçen gün balkondaki saksıdan maydanoz kopardılar babasıyla. Ekim dikim işleri yaptılar biraz, laleler ekildi. Neyse, maydanozu kendi… Okumaya devam et Laflar laflar…