Uzun zaman önce fırsat sitelerinden birinden almıştık. Grand Becassier’de 1 gce konaklama hakkımız vardı.
Geçen hafta sonu kullandık. Hava pek güzel değildi ama pazar günü beliren sıcacık güneş içimizi ısıttı. Yine de çok üşümedik.
Cumartesi 3 gibi oradaydık. Eşyaları bıraktık odaya. Sonra bahçeye indik. Harika bir bahçesi var, kocaman ve yemyeşil.
Duru kendini kaybetti tabii. O kadar ki, bahçe musluğunu açıp ellerini yıkamak isterken bütün üstünü ıslattı:) Neyse odaya çıktık üzerini değiştirmeye. Ben kıyafetlerini bulmaya çalışırken o da camdan etrafı seyrediyordu. Çerçevenin tadını beğenmiş olacak ki yanına gittiğimde pis oda çerçevesini yalıyordu. O an film koptu bende. Ben bağırınca o da ağlamaya başladı tabii:( Üzüldüm ama iş işten geçmişti… Üzerini değiştik, sonra yine bahçeye… Allahtan yağmur çizmelerini almışım, bahçe yağmur yağdığı için çamurluydu biraz. Duru bahçede geçirdiğimiz yaklaşık 1 saatin sonunda Omo reklamındaki bebelere dönmüştü, bütün eşofmanı çamurlanmış, yüzü gözü de çamur içinde kalmıştı:) Yine çıktık odaya çaresiz… Kaloriferde kuruttuğum pantolonunu giydirdim. Ağva tatili hareketli başlamıştı:)
Sonra sahile indik. Dalgalar o kadar büyüktü ki Duru korktu, bana da bir ürküntü geldi:) Babasının kucağında yapıştı kaldı yavrucak…
Bu resimden o kadar belli olmuyor ama gerçekten çok büyüktü…
Kumda yürüdük biraz, sonra da oradaki kafelerden birinde kahve içtik. Çok ilginç ki oradaki hemen her kapalı mekanda sigara içiliyordu. Tabii gittiğimiz yerde de tüttürüyordu bir kadın ve bir adam. Neyse, Duru duvardaki “Sigaraİçmeyiniz” tabelasını gördü. Bağırarak “Anne, burda sigara içmeyin yazıyor ama bu abiyle abla sigara içiyorlar, yasak di mi” deyince biz de izin aldıklarını, aslında yasak olduğunu söyledik. Doğru diyordu bir yandan da… Giderken sigara içen adam Duru’yu sevdi, “doğru söylüyor, özür dileriz” diyerek bir de küçük hanımdan özür diledi:)
Akşam yemeğini otelde yedik, güzeldi her şey. Duru da yedi epeyce. Grand Becassier temiz bir otel. Tek eksisi odaları, biraz küçük ve eski.
Pazar günü pırıl pırıldı hava. Güneş içimizi ısıttı. Kahvaltıdan sonra kendimizi otelin iskelesine attık. İskeleye boylu boyunca uzandık, güneşte öylece kalmak çok iyiydi…
Duru, biraz benim biraz babasının üzerinde güneşe karşı yattı keyifle.
Onun dışında parmağını yalayıp yön tayini yaptı, bitkileri inceledi…
Yine bahçede oynadık biraz, sonra da otelden ayrıldık.
Dönüşte her zamanki gözlemecimize gittik. 1 gün önceden süt siparişi vermiştik. Oradaki köpekleri sevdi Duru, gözlemesini yedi, salıncakta sallandı… Hiç ayrılmak istemedik…
Hepimize çok iyi geldi bu hafta sonu. Hep gidesim var…