Öyle böyle derken 1 seneyi devirdik. Bu 1 yaş çok garipmiş, pek bir duygusaldım. Geçen seneki bugünü tekrar yaşadım. Şimdi saat 10.20 yeni doğdu, şimdi odaya çıktım, şimdi emzirdim vs. Onun minicik pembe yüzü gözümün önünde. Geçen yıl sadece alt kolum kadardı, minicik dudaklarıyla emmeye çalışıyordu. Bu yıl kucağımdan sarkıyor sıpa.
Canım kızımın yanında olmak için işten izin aldım dün. Sabah uyandığı andan itibaren kameraya çekmeye başladım onu ara ara. Neler yaptı, ne yedi, nerelere gitti vs. Pek bir keyifliydi dün. Annem “1 yaşındayım” tişörtü almış, onu giydirdim, çok şirin oldu. Saçını taradık, süsledik. Parka götürdük onu, salıncakta salladık, koşturdu oralarda.
Akşam babası gelirken pasta almış, mumu yaktık karşısına oturttuk Duru’yu. mum üfletmeyi öğretmeyi çalıştık ama başarılı olamadık. Bir anlam veremedi, baktı baktı, sonra pastaya daldırdı elini, bir güzel de yaladı:) Sonunda iyi dileklerle mumu biz üfledik tabii.
Akşam pek bir şımarıktı. Koltukta ayakta duruyor, camda kendi yansımasını gördükçe kahkahalar atıyor, zıplıyor zıplıyor, sonra da kendini koltuğa bırakıveriyordu. Çok komikti, kendi kendini eğlendirmeyi de başarıyor, alem bir çocuk.
Dün de bitti. 1 yıl bitti de 1 gün bitmeyecek mi? Elbet bitecek, ama yeni yeni güzel günler gelecek inşallah. Kaç gündür bekliyordum kızımın doğum gününü. Geçti gitti işte.
Hafta sonu ayrı telaşım var. Doğum günü hafta içine geldiğinden pazar günü kutlamasını yapacağız aile arasında. Beni zorlu bir maraton bekliyor ama aynı zamanda da çok keyifli… Yarın evi temizleyip akşamdan hemen her şeyi bitirmiş olmalıyım. Pazar gününe de son rötuşlar kalır.
Meleğim iyi ki doğmuş, iyi ki anne ve babası olarak bizi seçmiş. Canım kızım, güzel, sağlıklı, iyi insanlarla dolu mutlu ve uzun bir ömrün olsun…