Dün akşam Duru’ya yemek yedirmeye çalışıyorum yine. Sofrada turşu var, salata var, yemeğini yemiyor, salatalık, pancar turşusu istiyor eliyle göstererek. Ben de sakin olmaya çalışarak bunlarla yemeğe başlar, sonra asıl yemeğini yer umuduyla veriyorum ağzına istediklerini.
Ona da çorba yapmıştık, içine ekmek doğradım. Güç bela 1 kaşık verdim. Sever çorbayı Duru. “Nasıl kızım çok güzel değil mi” diyince eliyle beğenme işareti yapıp “hmmm” dedi. Nereden öğrendiyse?? Şaşırdım, tabii benim bu coşkulu tepkimi görünce olay oyuna dönüştü. 1 kaşık çorba, “nasıl çorba, güzel di mi” sorusu, elle işaret, annenin öpücüğü… Öylece 1 kase çorbayı bitirdik şükür.
Eskiden karnabahar falan da yerdi, daha anlamazken. Dün ekmeği karnabahar yemeğinin suyuna batırıp verdim, onu bile anlayıp geri çıkardı derhal. Nasıl alıştıracağım bilmiyorum. Sebzeyi pilavın içinde yiyor, ben de öyle yapacağım mecburen.
Dün epeyce bir kitap okuduk yine. Obje kitaplarını özlemiş herhalde, yarım saat onlarla vakit geçirdik. Sonra saat 11’e doğru “hadi uyuyalım artık” dedim. Niyeti yoktu ama emerken uyudu.
Dün akşam da öyle geçti. 3 gün birlikteyiz. Cumartesi onu Nermin’in nikahına götüreceğim. Önceki nikahlarda alkış faslında korkup ağlamıştı, bakalım kızımız artık büyümüş mü??