Günler öncesinden stresi beni sarmıştı bu kontrolün. Geçen seferki kontrol hiç iç açıcı geçmediğinden günler öncesinden anlatmaya başladık Duru’ya. Hatta bir de kitap aldm ona, ismi “Doktorda”. Tübitak yayınlarının, 3 kardeş doktora gidiyor, birinin kolunda sorun var, birisi iğne oluyor, birisi de üşütmüş, doktora götürüyor anneleri, sonra ezaneden ilaç alıyorlar falan. Duru’ya da anlattım böyle.
Neyse, o gün gelip çattııı… Bari biz tartalım, boyunu ölçelim dedik. Tartı işlemi başarıyla gerçekleşti, boy ölçme sorunluydu, ayakta ölçtürmedi. Başını da zorla ölçtük. Bu arada bana sarılıp “anne memeee” diye bağırıyordu. Kusacak diye çok korktum, Allahtan olmadı öyle bir şey. Neyse, Gülbin Hanım geldi, biraz sakinleştirdik Duru’yu. “Hani anlatmıştım ya, doktor teyze kulağına, gözlerine bakacak, sonra sana alkış yapacağız” falan dedim. Öylece sustu, her kontrolden sonra alkışladık, heeey diyerek ellerimizi havaya kaldırdık. Zavallım, bir yandan ağlıyor bir yandan da heeeyyy diye ellerini bizimle birlikte havaya kaldırıyor. En son iğne faslında azıcık ağladı, sonra yine alkışladık falan, bu kez gerçekten daha sakindi. Sanırım hem ona anlatmalarımızın hem de kitabın etkisi büyük oldu. Kilo 14,5 kg, boy 89,5 cm geldi, gelişim %97’de, maşallah, normal her şey.
Oradan çıktığımızda Seher’i aradım. Bulut’a götüreceğim seni dedim Duru’ya. Gittik. Bulut, baştan pek yüz vermedi bizimkine. 1-2 pataklama girişimi de oldu. Çocuğun uyku saatiydi ve evinde başka birilerini istemiyordu, normaldi. Sonra birlikte cee falan oynadılar, biz anne-babalar iki laf ettik, Seher’in yaptığı ve ısrarla onun halka açılması gerektiğini düşündüğüm leziz keklerinden yedik bayıla bayıla. Zaman geçiverdi, giderken bizim yavrular pek bir anlaştı, birbirlerini dudaktan öpüp durdular. Şimdi “Bulut n’aptı kızım?” diye sorduğumda aklında sadece iyi anılar kalmış, eliyle öpücük işareti yapıyor:)
Bu kontrol de böyle geçti. Diğeri 6 ay sonra…