Ve büyük gün…

Büyük hazırlıklar bitmişti. Duru gece çok uyanmıştı aksi gibi. İyice sersemlemiş kafayla kalktım, banyo faslı, bir şeyler atıştırma derken saatler geçiyordu. Duru uyandı. Salondaki değişiklikleri görünce sevindi çok. Masayı hazırlamaya başladım. Bu arada Duru babasıyla oynuyordu.

Yiyeceklere son dokunuşları yaptıktan sonra Duru uyudu. Erken uyudu hem de. Yine bize kıyağını geçti yavrum. Her şeyi tam zamanında olduğu gibi uykusu da tam zamanındaydı. Erken uyuyup, erken uyanacaktı.

Serhan balon şişirdi, salonu süsledi bu arada.

Duru güzel de uyudu. Uyanınca salona getirdim. Balonları görünce sevindi, yerdeki balonları da duvara asmamızı söyledi. Ben üstümü giyinip makyajımı yapmıştım. Beni öyle görünce de sevdi, beğendi:) Atti dedi, herhalde gezmeye gideceğiz zannetti. Ben de “Biz gitmeyeceğiz, herkes bize gelecek, doğum günün var” dedim. Bir şeyler yedirmek istedim yemedi. 2 gündür bir şey yemiyor, memeyle doyuruyor karnını resmen. Ben de üzülüyorum bu duruma, zorlamanın da bir manası yok, zorla yemiyor çünkü.

Kıyafetini giymek istemedi önce. Ben de İso sevgisini kullandım, “Bak İso gelecek, giyelim cicilerimizi seni böyle görsün dedim”. “Haddiii” dedi:) Duru’nun zayıf noktasını keşfettiğim iyi oldu:)

Güzelce giydirdim, tokasını taktım. Gerçekten muhteşem oldu fıstık gibiydi o giysilerin içinde. Ablam müthiş bir iş çıkarmıştı. Duru o kıyafetin içinde daha bir büyük duruyordu ya da bana öyle geldi.

Her şey hazırdı. Bir tek davetliler eksikti. Beklemeye başladık. Bu arada 1-2 poz da resim çektik.

Saat 1 gibi kızımın pastası geldi. Hemen dolaba koydum, minik hayvancıklar sanki ziyaretçilerini bekliyor gibi görünüyordu. Görüntüsü çok güzeldi, eminim ki tadı da harikaydı.

İlk önce Ebru’lar geldi. Duru biraz gergindi. Sürekli meme istiyordu. Elimden tutup odasına götürüyor sürekli emiyordu.

Bir ara Güneş’le oynamaya daldı neyse ki.

Ben odadan çıkınca hemen peşimden geliyor, meme diyordu. Ne babasını, ne anneannesini ne de Emir’i istiyordu.

Sonra Murat geldi. Ece’nin hem sınavı hem provası vardı o güne, gelebilseydi keşke. Murat gelince bir posta da o zaman düştü memeye, aslında tanıyor ama nedense bir yabancıladı insanları.

Onlar gideceği için yiyeceklerden birer tabak hazırlayıp verdik. Balkonda yediler, afiyet olsun.

Sonraki misafirlerimiz Tiya, İso ve Emir’di. İso’yu görünce çok mutlu oldu Duru. Ablam da Duru’yu o kıyafetler içinde görünce bayıldı, model, kıyafeti güzel taşımıştı ne de olsa…

Duru, stilisti Özlem Hanım'ın kucağında...

Ebru’lar saat 4 gibi gideceklerdi, aynı gün bir düğüne katılmak durumundaydılar:(

Pelin de geldi sonra. Ardından’da Esin’ler. Doğum günü istediğim havaya giriyordu yavaş yavaş. Saat 5’i geçtiğinde babam hariç herkes gelmişti.

Üçü bir yerde Bıyıklıoğlu kızları...
Mert ve fıstık yavrusu Hilal

Duru had safhada meme krizine giriyordu. O gün herhalde 10 kez emmiştir 2 saat içinde. Bir ara öyle bunaldım ki hiç istemediğim bir şekilde bağırdım Duru’ya, yazmak dahi istemiyorum. Çok pişmanım gerçekten, bunu kızımın doğum gününde yapmamalıydım.

Yeme-içme faslına başlanmıştı bu arada. Bende de hiç iştah kalmadı tabii.

Geç kalmış bir fotoğraf, ama olsun...

Sağolsun Selin Duru’yu biraz oyaladı odasında.

Neyse, o olayın ardından Duru da ben de krizi atlattıktan sonra sıra pastaya gelmişti.

Pastayı son haline getirdim, çubukları vardı, onları taktım. Böyle oldu:

Mumları yakıp içeri götürdük pastayı. Duru, pastayı görünce çok sevindi.

Sonra mumu üfledi.

Kendini alkışladı.

Tüm olanları Bulut uzaktan izliyordu. Onu da aldık yanımıza. Ve şov başladı:)

Mumu yaktık tekrar. Bulut üfledi.

Sonra tekrar yaktık. Bu kez ikisi üfledi.

Sonra Bulut pastanın üzerindeki hayvancıkların şapka, burun, allah ne verdiyse bilumum yerlerini koparıp yemeye başladı:) Öyle tatlı yedi ki benim bile canım istedi:)

Sonra yanımıza Hilal ve Gökay kuzuları da geldi, ortalık şenlendi iyice.

Pasta hayvancıklarını yeme ve mum üfleme faslı bittikten sonra sıra pastayı kesmeye gelmişti.

Olay bittiğinde pasta bu haldeydi:)

Neyse biraz kendime gelmiştim ben de. Hava değişmişti.

Sonra misafirlerimizin hediyelerini verdik. Ardından da hazırladığımız slayt şovu seyrettik. Rengarenk ve Öp Öp gibi hareketli parçaları duyan Duru, Bulut ve Hilal kendini piste attı. Harika manzaralar çıktı ortaya, çok ama çok eğlenceliydi.

Duru kendini izlerken çok mutluydu. Bulut da öyle:)

Bir süre sonra koşturmaya başladılar. Bulut, Duru’yu arkadan izledi önce bir süre. Eteği çok dikkatini çekmiş olacak ki bir hamleyle Duru’nun eteğine doğru koştu. Birbirlerini kovalamaya başladılar.

Duru’nun bir tokası bir eteği, kolu neresi denk gelirse Bulut Bey yokladı bir güzel:) Arkada, annemlerin surat ifadelerine dikkatinizi çekerim:)

Hilal’in dans şovu da müthişti, resmen hiç oturmadı.

Çocuklar koptuktan sonra sıra büyüklerdeydi. Bir ara salona girdiğimde herkes ayakta dans ediyordu. Ablam, Sevim abla, Sema abla ve Selin, kolkola girip çıkarak dönüyordu, ben de katıldım aralarına.

Duru İso’sunun kucağında iken çok mesuttu. Gökay da ablamı çok sevdi, o da Gökay’ı. Aşk dörtgeni tamamlanmıştı.

Bu da bir kucağa iki yavru sığdıran sevgili eniştem:

Gelen konuklarımız Duru’nun defterine yazdılar yine.

Yorulan Duru, amcasının kafasında pek rahat etti.

Üç Bıyıklıoğlu kızı daha:)

Bıyıklıoğlu kızlarından üçü daha

Duru eteği çıkarınca Selin’e şapka oldu, kızılderili gibi:)

Duru saat 8’i geçerek uyumuştu. Babam da nihayet 9’a doğru gelmişti. O gelirken biz doktora gidiyorduk. Kolum iyice şişmişti ve kırmızılık giderek ilerliyordu. Sivri, bana fena alerji yapmıştı.

Eve geldiğimizde Duru uyuyordu hâlâ. Kolum enfeksiyon kapmış. Geçer herhalde diyerekten ilaç almadım tabii.

Duru uyudukça dede sabırsızlanıyordu. Gidip Duru’yu uyandırdı ablam. Dedesini görünce çok sevindi.

Babam kıyafetini görmemişti, eteğini tekrar giydirdik. Babama da seyrettirdik slayt şovu. Duru tekrar tekrar seyretmek istedi, kendini izlemeyi seviyor kerata:)

Günü bu resimle noktaladık, güzel bir resim oldu…

Seneye de aynı kadro bir arada yine güzel bir doğum gününde buluşuruz inşallah…

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir