El mi yaman bey mi?
Ben daha yamanım, anneyim çünkü:)
Birazcık ağırlığımız olsun canım, hep şefkat, her dediğine tamam falan yüz göz olduk iyice.
Salı akşamı zorla soktum banyoya Duru’yu.
Eve gittiğimde fikren hazırlamaya başladım onu. “Banyo yapacağız” dedim. Hayır falan dedi ama dinlemedim bu sefer. Karnı da tok değildi, kussa da bir şey çıkmayacaktı zaten.
Neyse, benim bu kadar kararlı olduğumu görünce itirazsız çıkardı üzerindekileri. Banyoya gidince biraz mızmızlanmaya başladı. Eline kaşık vermiştik, onu suya tuttu falan, bir yandan hoşuna gidiyor, bir yandan tedirgin… Suyu vücuduna dökünce başladı feryada. Nasıl ama, nasıl direniyor. Kayacak düşecek diye ödüm koptu. Onu tutarken aynı anda yıkayamayacağımdan Serhan yardım etti, o şampuanladı. Ağlamaktan kusar gibi oldu yine, neyse ki ucundan döndük. En son aşamada bağırıyordu “yapmayın bunu” diye. O telaşın içinde, çocuğum “fiilin sonuna çoğul kişi eki yapıştırıyor” diye şaşırıp gururlandım bir yandan, manyak ben:) Yapma demiyor, babasıyla ikimize sesleniyor, yapmayın diyor:) Öyle böyle bitti meydan muharebemiz. Benim şort tişört hak getire. Duru’yu verdim babasına, o kurulanırken ben de Duru’ya methiyeler düzdüm. “Aferim kızıma, ne güzel yıkandı, kocaman abla oldu o, banyoda yıkandı” diyerekten. Duru’nun suratındaki acı dolu ifade birden değişti, hafif bir tebessüm etti, gurur ifadesi vardı ıslak gözlerinde.
O banyo yaptıktan sonra herkes rahatladı, hele annem… Dert ediniyordu kadıncağız Duru banyo yapmadı diye. haksız da değil, bu sıcaklarda kaç gün olmuştu yıkanmayalı.
Bir meydan muharebesi de bu akşam var. Sabahtan hazırladım yine onu bu fikre. Bakalım akşam göreceğiz ne kadar hazır, ne kadar değil…