Evet evet, o benim minik adamım. Ali Deniz’den bahsediyorum. Geçen pazar gittik nihayet onlara, epeydir görüşemiyorduk. Emine de Deniz de gözümde tütüyordu.
Gittiğimizde Duru, önce biraz yabancıladı. Ben Deniz’i severken o da sevdi sonraları. Emine Deniz’i yere yatırmıştı, bizimki de onun yanına oturdu. Bir ara eline basma eğiliminde bulundu, anında müdahaleyle durumu kurtardık. Ne de olsa biraz kıskançlık oluyor herhalde.
Babalar bebeleri parka götürdüler. Biz de oturup arkadaşımla iki laf edebildik. Biraz iyi geldi bu bize…
Laflarken aklımız bir yandan bebelere çalışıyordu tabii, üşüdüler mi, hasta olurlar mı derken babalar bebelerle birlikte geldiler:) Büyük parka gitmişler hem de, resimlere baktık, bizimki file binmiş, minik adamı da salıncağa bindirip sallamışlar:)
Böyle işte, insanın çocuğu olunca kafalar hep onlara çalışıyor, hormonal midir nedir bilmem. Bildiğim tek şey Emine’yle geçirdiğim yaklaşık 1 saatin bana iyi geldiği…