Bazen hiç kalkmak istemiyor Duru. Geliyor, koltuğa yatıyor sabah. “Çizgi film aç” diyor. Bazen açıyoruz bazen “Daha uyuyor onlar uyanmamışlardır” diye geçiştiriyoruz.
Ben işe giderken normal el sallar yollardı. Son 1 haftadır, daha doğrusu bayramdan sonra ayarları değişti Duru’nun. Beni göndermek istemiyor. Geçen perşembe günü işe saat 11’de gittim. “Gitme, benimle kal” diyor. Nasıl bir ağlamak. Anneme de “Sen git, ayakkabılarını giymedin mi daha” diyor. Güler misin ağlar mısın. Ben annesi olarak çaresiz kaldım resmen. Yanında olduğum sürece iyi, yanından kalkınca kıyameti koparıyor. Neyse, annemle zar zor ikna edip dışarı, parka çıkardık da öylece gittim işe.
İşte Duru’nun değişken ruh halleri var. Bazı sabahlar öylece yatıp televizyon seyretmek isyior, keyif yapıyor resmen.
Bazen de tutamıyorsunuz, sabahtan başlıyor aksiyona.
Bu sıra pek bir “hayır”cı. Her şeye “hayır” diyor, hep ağlamaklı. Çoğu da numara ağlaması. Dediğini ağlayarak yaptırmak istiyor. Tam sınırdayız, çok taviz vermemek de lazım. Bu sıra Allah sabrımı deniyor diyorum, sabır çekiyorum içimden…
Her gün farklı uyanıyor Duru, her gün başka huylar ediniyor kendine. İyisi de var kötüsü de… Boyu da uzadı, büyüme atağı yaşıyor herhalde. İşi zor, ona da bizlere de kolay gelsin diyorum…