Balıklı yazıda da yazdım. Bu uzun tatiller hem iyi hem kötü. Dönüşü zor oluyor. Çocuk alışıyor bize, sonra anneanneyle tek başına kalıyor evde. Hava da kötü, dışarı da çıkamıyorlar. O da zorluyor tabii.
Neyse, Duru gizli depresyonda. Öyle ağlaması, bağırması yok. Fakat bizim resmimizle konuşuyormuş, özledim diye. Bir de çiş olayı, ayakta iken öylece bırakıveriyor.
Tatilde de birkaç kez oldu ama, birinde uykudaydı zaten. Birisinde de ben mutfakta iş yaparken o salonda koyvermişti.
Dün gündüz 3 kez halletmiş. Eve gittiğimde banyo yaptırdım ona. İki kez orayı halletti. En son yatmadan önce lazımlığa oturdu. Yok dedi kalktı ve… Parkede ufak bir göl oluştu. O an kızdığımı gösterdim. Çünkü gülüyordu, yaptığının komik bir şey olduğunu zannetmesini istemedim. “Canım annem, seni çok seviyorum, sana hiç kızmadım” diyerek yanağımı sevip sarılıyordu bir yandan da. Gülmemek için kendimi zor tutuyorum ve hiç gözlerine bakmıyorum tabii. Anladı, birkaç kez tekrar etti bu sözü, taa ki benden “Ben de seni seviyorum” sözünü işitene kadar. Yine de mesafeli durmaya çalıştım, hemen yumuşadığımı görsün istemedim. Uyuduğunda saat 11’e geliyordu.
Bugün aradım annemi, henüz bir vukuat yoktu. Ama zavallı kadın 10 dakikada bir soruyormuş çişin var mı diye. Aradığımda saat 4’ü geçiyordu ve yeni uyumuştu Duru. Bu sıralar değişik bir dönem geçiriyor sanırım, çok enerjikti diyor annem, uyumak istememiş, yatakta üzerine yuvarlanıyormuş kadıncağızın, gülüyormuş bu arada da.
Ay ne diyeyim, umarım bir an önce dengeye kavuşur.
Depresyon bebeleri de vuruyor demek ki, sadece büyükleri değil… Kimbilir küçücük zannettiğim o kocaman dünyasında neler yaşıyor, ne fırtınalar kopuyor…