Serhan’ın doğum günüydü 10 Şubat’ta. Perşembe gününe denk geldiğinden aile içi kutlamasını pazar gününe erteledik.
Pazar günü brunch için babaanne, dede, hala, amca, yenge, kuzenler bir araya geldik.
Gün Serhan’dan çok Duru’nun günüydü. Selin’i çok özlemiş, tüm gün kucağından inmedi. Herkes bir arada olunca çok da keyifliydi. Işık’la bile epeyce oynadılar. Babaanne ve dedeyle de hasret giderdi Duru.
Amcalar erken kalkacağından saat 3’e doğru pastayı kestik.
Bu kadar kalabalık olunca Duru’nun canı uyumak istemedi tabii. Akşama doğru zar zor ikna edip uyuttum. Onunla birlikte herkes uyudu:)
Yemekten sonra babaanneler kalktılar. Duru’yu da gönderdim onlarla. Bana el sallayarak, güle oynaya gitti.
Bu durum beni hem sevindirdi hem de bir buruldum. Beni takmadan güle oynaya gitti dedim içimden:)
Bir yandan temizlik yaparken aklım da Duru’daydı. Çok garip bir duygu. Alışmışım hep yanımda olmasına…
Neyse, bir ara baktım Serhan beni aramış. Hemen aradım. Yolda çok zorlamış Duru. Önce “annemi özledim” demiş. Sonra ağlamaya başlamış. Annemlere geçmişler sonra. Ben arayıp sesimi duyunca başladı ağlamaya:(
Apar topar çıkmışlar oradan. Onlar döndüklerinde evin tüm işlerini bitirmiş, her şeyi yerine yerleştirmiştim.
Beni gördüğünde mahzunlaştı çok:( Kucağımdan inmedi. Ben de ona yapıştım resmen. Sonra da yatağına yatıp uyudu…
Demek daha anne kuzusu dedim kendi kendime… Bir yere bırakıp gitsem apar topar geri döneceğim. Arkadaşımın düğününe gittiğim gibi geri dönmüştüm, annemler susturamamışlardı:( Daha zamanı değil demek ki…
Bir doğum gününde daha birlikteydik. Nice birlikte kutlayacağımız doğum günlerine…