Mutlu musun?

Ben kızdığımda Duru’nun en çok sorduğu soru bu bugünlerde: “Anne mutlu musun?”

Ne cevap verilir? Tabii ki “Mutluyum yavrum” gibi cevaplar…

Sanırım benim hâlâ kızgın olup olmadığımı buradan anlıyor sıpa…

Zaten kızgınlık falan kalmıyor bende de.

Bu aralar babayla arası nahoş. Yanına gelince istemiyor arada. Serhan da üzülüyor doğal olarak.

Geçen akşam yine “uyuma-ma” çalışmalarımızdan birinde yattık yan yana, konuşuyoruz. “Kızım, baban sen böyle davrandığında üzülüyor, seni sevmek istiyor o” dedim bir ara. Duru da “Tamam anne bir daha evet diycem” dedi:) Yani evet demeyi uyumlu olmayla eşdeğer tutuyor. Ben de “Yani evet demen gerekmez her şeye, sadece baban yanına geldiğinde ona git demezsen daha mutlu olur, o seni çok seviyor” dedim. Durdu, “Biliyorum anne” dedi olgun bir insan gibi…

Bunun yanında şöyle şeyler de oluyor. Bana bazı kelimelerin İngilizcesini soruyor aklına geldikçe. Geçen gün “Karınca ne demek anne” dedi. Ben de bilmiyorum, “Bilmiyorum kızım” dedim. “Babam bilir ama, ona sorarım” dedi sonra:) Babasını bilir kişi ilan etmiş kafasında…

Bazen onun çok “büyük akıllı” olduğunu düşünüyorum. Sanki hiç çocuk değilmiş gibi. Biz ona değil de o bize öğretiyormuş gibi…

Durucum, canım kızım, sorduğun soruya cevap veriyorum: Tabii ki mutluyum, senin gibi bir çocuğa sahip olduğum için çok ama çok mutluyum… Kızdığıma bakma, o kızgınlığımda bile bana neler neler öğretiyorsun, bilemezsin… Benim cüssesi minik, aklı büyük yavrum…

 

 

 

 

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir