23 Nisan vesilesiyle tatildik bizler de. Hava da müthişti, çocukluğumdaki 23 Nisanlarda buz gibi olurdu… Dolayısıyla o gün hepimiz çocuklar gibi şendik…
Neyse sabah kalktık, kahvaltının ardından niyetim Duru’yu giydirip parka götürüp resimlerini çektirmekti. Babam geçen yıl, 23 Nisan’da giymesi için Duru’ya folklor kıyafeti almıştı. Fakat ne yapıp ettiysek giydirememiştik, kısmet bu seneyeymiş. İlk defa geçen akşam giydirdik, babamın gönlü de hoş olsun dedim, fakat sırf onun değil bizim de gönlümüz hoş oldu. Öyle yakıştı ki, Duru da sevince onu öyle giydirip çimenlerde resmini çekesim geldi. Hem ablamın hem de benim aynen böyle kıyafetli resimlerimiz var, babam çekmişti. Duru’nun da olsun istedim.
Oturduğumuz sitenin, ATA 2’nin parkına gittik. Her yer harika, yemyeşil, erguvanlar açmış. Hayran olduk doğaya. Duru’nun arkadaşları da oradaydı, Ahmet ve Elif, bir de başka bir kız çocuğu daha. Ahmet “Aaa Duru ne güzel olmuşsun” dedi, gözleri parladı onu öyle kıyafetli görünce. Duru da farkında güzel olduğunun, saçındaki tülü savura savura koşmaya başladı.
Birden bütün çocuklar hareketlendi, Duru koşuyor onlar onun peşinden koşuyor:) Tutup yakalayıp resim çekebilene aşk olsun:)
Neyse biraz durulunca hepsi dizildiler, bize de deklanşöre basmak düştü. Fotoğraflar gerçekten çok güzel…
Çocuklar evlerine gitti sonra. Ben de Duru’yu biraz tek başına resimledim.
Bunlar da Serhan’ın çektiklerinden…
Burada da havuzdaki su kaplumbağasına bakıyoruz…
Epey vakit geçirdik parkta. Duru da yorulmuştu. Ben de fotoğraf aşkına Duru’nun peşinde koşmaktan helak oldum. Gitme vaktiydi. Duru da “eve gidelim” dedi.
Güzel bir anı oldu hepimiz için, ilerde bakıp bu resimlerine ne düşünecek acaba? Ben baktıkça “iyi ki babam böyle resimlerimi çekmiş” diyorum ve suratımda bir gülümseme beliriyor hemen. Eminim Duru da çok sevecek bu resimleri, baktıkça “iyi ki…” diyecek…