Bir garip Orhan Veli gibi oldu:)
Cumartesiye kötü başladık. Duru öksürük krizine girip üç kez kustu. Öyle bir nöbetti ki ne yapsak kâr etmedi. En sonunda Serhan kalktı ve reiki uygulaması yaptıktan sonra mucizevi bir şekilde öksürük kesildi. Epeyce hırpalandı yavrum…
Bizim akvaryumda garip haller var. Sanırım filtre kirlenmiş, peşpeşe 4 balık Hakkın rahmetine kavuştu:( Dolayısıyla Serhan akvaryumun bakımını yapmak üzere işe koyuldu.
Kapak açık vaziyette su doldurmak için mi bilmiyorum banyoya gitmişken salondan hiç ses gelmemesi benim içime kurt düşürdü. Gidip baktım, bir de ne göreyim! Duru kafasını sarkıtmış akvaryumun içine, saçlar suyun içinde yosun edasıyla dalgalanıyor, eller de suyun içinde, sanırım balıklarla dost olmaya çalışıyor! Bunu gören ben kedimi kaybederek fazlasıyla bağırdım… Birden kafasını kaldıran Duru saçlarını arkaya savurarak salonun dörtte birini akvaryum suyuyla buluşturdu. Çok sinirlendim, sonra tabii yine pişman oldumL Neyse, gelip özür diledi, sarıldık, öpüştük koklaştık ardından…
Bu tip durumlarda sükunetimi koruyamamam, kendimi geliştirmem gereken yönlerimden biri. Daha sakin tepkiler verebilmeliyim, henüz başarılı olamadım:(
Neyse, akvaryum temizlendikten sonra hazırlanıp yola koyulduk, hedefimiz Hıdiv Kasrı idi.
Hava muhteşemdi cumartesi. Tişörtle dolaştım. Scooter’ını da aldık bu sefer. İyice uzmanlaştı bu konuda, güzel biniyor. Arada durduk, yürüdük, koştuk… Piknik yaptık azıcık, poğaçasını kemirdi…
Çimenlerde yuvarlandı, geçen yıl da kendini kaybetmişti. Her yeri çamur oldu, sefası olsun:)
Kırmızı böcekleri inceledi, eline aldı:) Kımıl kımıllar… İçim kalksa da bir şey demedim Duru’ya. Bana çekmedi bu konuda, benzememesi için de elimden geleni yapıyorum onu korkutmayarak…
Ağaca sarıldı, ayakkabılarını da çıkardı. Biz de çıkarıp toprağa, çimene bastık bir süre, toprakladık kendimizi…
Bol bol fotoğraf çektik. Geçen yıl Nisan ayında, babasıyla yürüdüğü aynı yolda yine ikisinin fotosunu çektim. Çocuk olmuş artık Duru iyice…
Serhan da Duru’nun çok güzel fotoğraflarını çekti, model güzel, çeken de iyi olunca ortaya çıkan sonuç harikaydı.. Birkaçını koyabildim, hepsi ayrı ayrı güzel…
Ne havaya ne de yeşilliğe doyabildik…
Programımızın bu kısmı bitmişti.
Akşama amcanın doğum gününe davetliydik…
Çok iyi geldi hepimize burası…