Duru biraz kibarcık. Onun işi gücü yürümek. Tırmanmak falan yok allahtan, sakin bir kız çocuğu işte.
26 Kasım günü ilk defa koltuk üzerine çıktı kendi kendine. Cumartesi günü de baktım bizim salondaki koltuğa kendi çıktı bir güzel.
2 gündür de çiş demeye başladı. Yani çişi geldiğinde söylemek değil bu. Bezi görüyor, bezi orasına tutarak “tiss” diyor. Ya da tuvaleti görüyor “tiss” diyor. Demek ki yavaştan hazır oluyor tuvalet eğitimine. Bir lazımlık alıp deneyeceğiz bakalım ilk denememiz nasıl sonuçlanacak??
Burnu akıyor hâlâ. Dün de tam evden çıkarken kustu. Bütün yedirdiklerim boşa gitti, çok üzüldüm. Kustuktan sonra rahatladı. Geniz akıntısı yaptı bunu sanırım. Öksürüyor da, ama ateş yok. Doktorunu arayıp danışacağım bugün.
Dün Ebru’lara gittik. Özlemişim… Ebru’dan korktu baştan. Ama Selçuk’u hiç yadırgamadı, hatta kucağına gitti, öptü onu. Güneş’i zaten seviyor, yüzünü sevdi onun da… Ebru çok güzel kabaklı bir börek yapmış, o ilk defa denemiş ben de ilk kez yedim. Çok beğendim, Duru da yedi, o yedikçe benim de hoşuma gitti.
Oradan da babaanne ve dedeye gittik. 15 güne yakındır görmüyordu dedeyi, babaanne rahatsız olduğundan gidememiştik. Çok özlemiş, sarılıp sarılıp sırtına “pat pat” yaptı dedenin. Ayrı bir bağı var onunla…
Bir de “agaga” diye bir sey söylüyor ama onun ne olduğunu henüz çözemedik. Kendi etrafında dönmeyi de çok seviyor, dönüp dönüp gülüyor, başı dönüyor herhalde:)
Bir hafta sonumuz da böyle geçti işte…