Havalar güzel, çayırlar bizi bekler…

Bol güneş, temiz hava alma vaktidir. Bahar geldi artık (bugünkü havayı saymazsak). İçim kıpır kıpır, evde durasım yok, gezdir bizi Serhan Baba:)

Mesaj yerine gitmiş midir, yazıyı okursa gitmiştir bence…

Hafta sonu Hidiv’deydik. Duru azıcık hava alsın istedik…

Her yer nasıl yeşillik, nasıl güzel. Laleler tam açmamış henüz, bu hafta tamamdır bence… Onun dışında her yer mor, pembe, sarı, rengarenk ve rengarenk…

Önce yürüyüş yaptık, yaparken doğayı da keşfettik Duru’yla…

Yürüyüş bittiğinde kafenin olduğu bölüme geldik. Yer bulmak ne mümkün… Devam ettik yürüyüşe. Orada bir çocuk vardı, çimenlerde rampa aşağı yuvarlanıyordu. Duru da katıldı ona derhal. Birlikte yuvarlanıp gittiler:)

O kadar eğleniyorlardı ki, onları seyrederken biz daha çok eğlendik. Birden aklıma geldi, ben hiç çimlerde yuvarlanmamıştım küçükken. Duru’nun yuvarlanması bu nedenle başka bir keyif veriyordu bana.

Parka gittik biraz, fakat o kadar kalabalıktı ki Duru kalmak istemedi orada. Biz de çimenlere gittik, piknik yapmaya…

Biraz koştuk, biraz babasıyla doğayı inceledi Duru. Öğreten adam, kızına yeni şeyler öğretti, tabii bana da:)

Duru kozalaklardaki minik tohumları keşfetti.

Sonra babasıyla el ele yürüdüler biraz, ben de onları takip edip resimlerini çektim:)

Bu uzakta görünen mor çiçeklere bayıldım, yol kenarından birkaç tane topladım, eve götürdüm, sudalar şimdi…

Babadaki hayran bakışa dikkatinizi çekmek isterim…

Sonra biraz karnımızı doyurduk. Pastaneden bir şeyler almıştık, bir de annemin yaptığı dolmalardan getirmiştim. Keyifle yedik yeşilliklerin üzerinde.

Ne güzel yiyor… Saçını örünce iyice benzedi ablama…

Hele burada aynen küçük Özlem…

Arada görevliler dolaşıyordu, efendim yassakmışş çimlerde oturmak. Tamam, çiçekli alanlarda bunu anlayabilirim ama sadece ağaç ve çimenlerin olduğu yerlerde buna izin vermeliler bence.

Böylece gitme vakti gelmişti bize… Son anda Duru’nun tuvaleti gelince lazımlığını bir ağaç dibine koyup ihtiyaç giderdik ve çıkanı ağaç dibine döktük su niyetine:) Uzakta başka bir anne de çalıları sulamak üzere oğlunu hazırlıyordu:)

Duru’nun bu fotoğrafıyla yazımı bitirmek istiyorum…


 

 

 

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir