Bu hafta sonu programımız çok yoğundu. Pazar doğum günü olduğundan cumartesi, uzun zamandır gitmeyi istediğimiz iki arkadaşımızı ziyaret etmeyi planladık. Önce Seher ve Tolga’yı ziyaret edip Bulut Bebek’i, akşam da Esin ve Mert’e gidip Hilal ve Gökay kardeşleri görecektik. O nedenle çok hızlı olup bütün işlerimi bitirmeliydim.
Ben kafamda bunun planını yaparken bir yandan da işlerimi bitirmeye çalışıyordum. Mutfağı toparlamak üzere Duru’yu babasına bıraktım. Bir süre sonra içerden “ziz-zi” (cici) diye sesler gelmeye başladı. Serhan Duru’ya salondaki çiçeği gösterip “cici” diyor, Duru da ardından gülerek “zizz-zii, zizz-zii” diyordu.
Hemen, evin tam donanımlı kameramanı Cevat Kelle olarak kameramı aldım, olay mahalline giderek bu anı görüntülemek istedim. Bülbül gibi “zizz-zii” diyen minik sıpa ben kamerayı açar açmaz dut yemiş bübüle döndü. Zaten karnımdayken de böyle yapardı. Hareket eder, tam heveslenip görüntülemek istediğimde kıpırdamazdı. Böyle onlarca görüntü var elimde, ekranda kocaman bir göbek ve hiç hareket yok!
Neyse, bu anı çekemedim tabii. Ama kızım artık cici diyor. Bir de tel sarar yapıyor, tabii canı istediğinde.
9 Mart 2010