Duru büyüdükçe onu oyalamak için farklı alternatifler bulmak zorunda kalıyoruz. Zaten bol bol yürüme talimi yapmak istiyor, o ayrı. Bir de karyolasına babamın yaptığı parmaklık projesinden sonra parmaklıklara tutunup yatağın içinde dolanmayı da pek seviyor. Burada da epeyce vakit geçiriyoruz. Şimdilerde bir de çekmeceleri açmaya, dolap kapaklarını tutup sarsmaya bayılıyor.
Tüm bunların yanında bazı yaratıcı projeler geliştirmek, oyuncaklar icat etmek durumunda da kalıyoruz. Geçenlerde Ikea’dan Duru’nun oyuncakları için tekerlekli sepet almıştık. Eski evimde, bir gün bebeğim oynar diye poşetleyip sakladıklarımı da getirince Duru’nun epey bir oyuncağı olmuştu. Bu sepet, oyuncakların epeyce bir kısmını aldı. Sepet fonksiyonunun yanında kızıma da araba oldu. Duru’yu içine oturtup sürüyoruz, çok hoşuna gidiyor. Bir de benim çamaşır leğenim var. Duru’yu onun içine koyup ileri geri hareket ettirince de kahkahadan kırılıyor.
Duru’nun şu sıralar sevdiği başka bir şey de sallayınca ses çıkaran objeler. Onun için plastik bir kabın içine pirinç taneleri koyup sıkıca ağzını kapadım. Onu da sallayıp sallayıp gülüyor.
Çocuk böyle bir şey işte. Onun bir gülüşü, mutlu geçen bir dakikası için girmediğiniz kılık, yapmadığınız şey kalmıyor…