Dün Duru’ya Unnado’dan aldığım oyuncaklar geldi. Bir de daha önce severek kullandığımız fakat ayakları hızla büyüdüğünden küçülen ev patiğinin yenisini sipariş etmiştim, ebay‘den (Buradan Shoeszoo’yu aratın). Türkiye’de çok pahalılar, gereksiz. 70-100 lira olan şey Kanada’dan 25 liraya geliyor. Çorap gibi, hiç sıkmıyor. Gerçi benimkinin zamanlamasında sorun oldu, yılbaşı öncesi sipariş verdiğimden 1 aydır bekliyorum neredeyse ama değdi, kesinlikle tavsiye ederim. Bizimkinin terlikten yana sıkıntısı var. Babaannesi, teyzesi evde giysin diye almışlardı, dönüşümlü giydiriyordum onları, eskimeye başlamışlardı bile. Arada sıkılıp giymek istemiyordu. Kış, yerler soğuk.
Daha öncekileri de severek giymişti. Akşam götürdüm yeni terliğini, onu da çok sevdi. Hiç çıkarmadı ayağından. Kedileri çok sevdiğinden kedili olandan sipariş vermiştim. Bir de bu sefer mor renkli bir şey olmasın istedim, yoksa mor kelebekli güzel patikler vardı. Bizimkisi bu:
Akşam epey bir süre yatağında oynadık. Orda çıkarmak istedim terliklerini, izin vermedi, “Giy giy” dedi. Sevindim. Beklediğimize değdi neyse ki.
Oyuncaklar da hoşuna gitti. Arabaya bayıldı, elinden düşürmedi hiç. Penguenle de epey oynadı. Yeni eğlence çıktı ona.
Akşam Duru’nun toka kutusuyla oynadık. Seher almıştı, keçeden bir sepet. Onun içine Duru’nun tokalarını koymuştum. Dün ilk defa istedi, yatağında onlarla oynadık. Tokalarından birinin tüyü kopmuş, o tüyle 1 saate yakın oynayıp eğlenmişizdir herhalde. “Tüy Osman” diyorum, üzerine atıyorum, o da kikirdiyor. Saçma ama eğlenceliydi:)
Bir de bu sıralar şapkaya meraklı. Emir’in mavi bir beresi var, Duru’nun bebekliğinden beri onu takarım kafasına. Yazın şapka taktırmak istemiyordu. Çıkarıveriyordu hemen. Neyse, geçenlerde bir yere çıkarken giydirmiştim bu bereyi de, hava soğuktu. Çıkarmasın diye de “Bak sana bir tane şapka giydiriyorum, o kadar yakışacak k, aynaya bakalım gel” falan demiştim. Aynada kendini görünce pek sevmiş o gün bugündür şapkaya sempati beslemişti.
Dün çekmecesini açtı, bereyi çıkarttı, kafasına giydirtti. Kırmızı olanı da bana giydirtti. Biz evde 2 takkeli, yatana kadar öyle oynadık, öyle dolaştık.
“Debace bilmecesi” de çözüldü, Bugs Bunny falan değilmiş meğerse, tavşana “debacce” diyor. Çünkü kapıdaki tavşana da aynı isimle seslendi.
Bir de ilk kez elma deyişini duydum, “Aaaaalllma” diye uzatip söylüyor Azeri Türkçesiyle:)
Böyle böyle dün akşam 10.30’u gördük, sonra babaayy diyip uyumaya gittik.