Duru’cuk henüz cümle kuramıyor. Kelime kelime anlatıyor derdini.
Ama arada öyle şeyler söylüyor ki konuşur gibi, çok eğleniyoruz.
Ben bir de “Duru çok güzel konuşuyor, hadi bize bir şeyler söyle” falan dedikçe bir gaza geliyor, başlıyor “debace me de mani mini” gibi bize göre anlamsız ama belki de kendine göre anlamlı şeyler söylemeye. Sonrasında gözümüzün içine bakıyor gülerek, bizden takdir bekliyor, biz de alkışlıyoruz. Onun bu denemelerine bayılıyorum.
Ona çekiç-çivi oyuncağı almıştık. Bir-iki deneyip “Anne” diyor, bana çaktırıyordu çubukları. Annem onu da öğretmiş, dün akşam baktım güzel güzel çakıyor. Sonra eliyle yokluyor, tümseklik varsa çakmaya devam ediyor. Tamamen düzlenince arkasını çeviriyor oyuncağın, oradan çakmaya devam ediyor. Şaşırtıyor beni bazen.