Akşamları eve giderken çoğunlukla bir markete uğrar, evin ihtiyaçlarını alır, öyle gideriz Serhan’la. En kötü, benim elimde her akşam mutlaka bir poşet bulunur, pazardan, marketten vs. Duru, akşamları bizi kapıda beklerken elimizdekilere hiç bakmamıştır, tek derdi bizizdir.
Geçen hafta günlerden perşembe miydi cuma mı ne, Duru gündüz, araba araba diye tutturmuş. Annem de aradı, “Annesi, akşam araba getir Duru’ya” deyince eve giderken bir tane araba aldım makulünden. Eve gelince de hemen torbadan çıkarıp verdim, çok sevindi.
Fakat bu durum çocukta bir alışkanlığa dönüştü. Pazartesi akşamı Serhan elinde poşetle geldi eve, ben de poşetleri alıp mutfağa koymuştum. Bizimki hemen gitti poşete baktı “aaba” diyerek. Göremeyince de sızlanmaya başladı. Ben de “onlar yemek kızım, ben sana araba almıştım” falan dedim. İlk kez poşetten, kendisi için bir şey çıkmasını bekledi yavrucak:)
O nedenle eve girer girmez, çocuk için alınan bir şeyin poşetten çıkarılıp verilmemesi gerekiyor sanki, alışkanlık olmaması açısından. Biraz vakit geçirip ilerleyen saatlerde vermek lazım, bunu öğrenmiş bulundum. Yavruları boş beklentilere sokmamak en iyisi….