Pazar ve brunch eşliğinde doğum günü

Pazar öğleden önce brunch’a gittik, Sevim Abla’nın doğum günüydü. Bize güzel bir kahvaltı hazırladı, dışarda, sahildeydik.

Duru’cuk oradaki benzinciyi görünce “aramayita”  (araba yıkama) diyerek koştu. Otomobil yıkıyorlar orada, Duru’nun da çok hoşuna gidiyor tabii. Köpüklü köpüklü. Kaç kere gittik izlemeye kim bilir… Bir de market buldu, oyuncaklar da vardı içinde. Her fırsatta elimizden tutup oraya götürdü. Arabalarla oynadı, oynadıklarını da yerine koydu allahtan.

Öğlen çok sıcak oldu, bizimki dur durak bilmiyor, neyse ki yanımda güneş kremi getirmiştim, sürdüm kollarına Duru’nun. Şapkasını da taktım, günü kazasız atlattık böylece. Bol bol da su içti.

Amcası ona rüzgar gülü aldı. Çok sevdi onu Duru.

Bir ara baktım dedesinin elinden tumuş ikisi sakin sakin sahilde yürüyorlar. Öyle hoşuma gitti ki… Bizimle yürümez öyle.

Bir müddet arkalarından gittim. N’olur n’olmaz, birden fırlayıp koşabilir de Duru, dede de yetişemez, yan taraf deniz. Neyse, yanlarına gittim, tabii büyü bozuldu, biraz daha yürüdü, kucağına al beni dedi. Dönmeye zor ikna ettim.

Birkaç posta daha gittik sahil kısmına. Bir keresinde halası da geldi bizimle. Ona balıkları gösterdi, çok hoşuna gitti Duru’nun. Kovada oynayan gümüş renkli balıklar epey ilgisini çekti.

Bir ara Sevim Abla’nın minik yeğeninin gözlüğünü taktı, çıkarmadı gözünden resmen. Demek gözlük alsak takacak süslü Pakize:)

Saat 3 gibi pastamızı kestik, Sevim ablayı tebrik ettik, hediyesini verdik.

Biraz daha oturduk, Duru hem koşmaktan hem de sıcaktan yorulmuştu. Biz de yorulduk tabii.

4 gibi kalktık, bir arada olduğumuz güzel bir gündü.

Yolda hemen uyudu Durucuk.

Hatta anneanneye gittiğimizde de uyanmadı, yatağa yatırdık.

Biz de Serhan’la Duru’nun doğum günü için gerekli olan birtakım şeyleri almak için dışarı çıktık.

Uzun süredir ilk kez yan yana, el ele yürüdük:)

Akşam üzeri Tiya, İso ve Emir geldi, dede de tabii.

İso aşığı Duru, bayılıyor ona. Dede de Duru’ya bayılıyor ama bizimki yüz vermiyor pek. Bir ara “onu öyle yapma dede” deyince babam şaşırıp kaldı:)

Bir ara saçlarını açtık Duru’nun, hemen havaya girdi, saçlarını falan savurmaya başladı. İçgüdüsel herhalde. Ben de tokayı taktım, kokoş çocuk havası geliyor demek ki saçlar açılınca.

Dopdolu bir pazar yaşadık kısaca… Yorucu ama güzeldi…

 

 

 

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir