Uzuun bir bayram tatili

Biraz gecikti bu yazı, fotoğrafları ekleyene kadar 2 hafta geçmiş üzerinden…

Neyse, bir bayram daha geçti.

Senelik izinlerimizden 2 gün daha alınca, ailece 9 günlük kocamaan bir tatil yaptık.

Annem de âzat oldu böylece, evinde, yuvasında, kocasıyla oturdu mutlu mutlu…

Bayramda genellikle ev gezmelerindeydik.

Şöylece özetleyeyim:

İlk gün babaanne, ikinci gün ablam ve annemler, üçüncü gün Ebrular, dördüncü gün Emineler, sonraki günler evde ve dışarıda olmak üzere geçti koskoca tatil.

Babaannede çok neşeliydi Duru, kudurdu desem yeridir. O kadar hareketliydi ki terden sırılsıklam oldu. Giderken herkesi yanında, evine götürmek istedi:)

İkinci gün önce ablama gittik kahvaltıya, oh mis, valla gözüm döndü çeşitten:) Duru İso’suyla çook mesuttu. Öğleden sonra Duru’yu uyuturken yanında sızmışım ben de, kalktığımda içerde Emir hariç herkes bir köşede horluyordu:) Siesta yaptık, yediğimiz onca şeyi anca uykuda sindirebilirdik:) Neyse, akşamın kör trafiğinde annemlere gittik. Orda da yemek faslı derken 2. gün de bitmişti.

Üçüncü gün Ebru’lardaydık. Anne ve ablası da oradaydı, onları da görmüş olduk. Güneş ve Egemen’le oynadı, kuşları Limon’u kolunda taşıdı yine. Yemek yedik birlikte, güzel bir akşamdı.

Dördüncü gün Emine’lerdeydik. Geçen yıl Emine ve Melih’in Duru için aldıkları ebiseyi giydirdim, bu yıl tam oldu üstüne…

Bebeleri bir ara parka götürdü yine babaları:)

Biz de oturup azıcık lafladık, börek pasta yedik. Annem ve Emine’nin annesi de vardı. Onlara da bize de iyi geldi bu ziyaret.

Tatilde 2 düğün çıkardık aradan, gerçi 1,5 desek yeridir, çünkü Hanife’nin düğününe gitmemizle dönmemiz bir oldu, babam aradı. Duru annemleri perişan etmiş illa evimi ve annemi isterim diye. Dış kapıya yöneliyormuş, evimi özledim annemi özledim diye ağlamaktan helak olmuş yavrum. Babam hiç dayanamaz ağlamalara, hele söz konusu Duru olunca adam resmen çöküntüye uğramıştı eve gittiğimizde. Duru babamın kucağında uyumuş, sızmış daha doğrusu. Yatırmışlar koltuğa, uyurken bile iç çekiyordu. Öpüp koklayarak uyandırdım. Sarıldı, yüzümü sevdi. Babama “Annemler yemeğe gittiler” demiş, oysa biz ona toplantıya gittiğimizi ve çocukların oraya gidemeyeceklerini söylemiştik. Cin gibi… Bu olay bana şunu anlattı: Bir daha Duru’nun gidemediği yere anne ve babası da gitmeyecekmiiiş, bunu öğrendik…

Hasan’ın nikahı olaysızdı, Bulut da vardı, ikisi meydanda koşturdular. Bir ara bizim kız başka bir çocukla yan yana duruyordu tesadüfen. Minik adama bir baktım triplere girdi resmen, sonra da gidip çocuğu itti, anlamadım ben önce. Annesi şöyle tercüme etti Bulut’un bu hareketini, Duru’yu o çocuktan kıskanmış:) Vay dedim kendi kendime, minik adam sahiplenmeye de bilirmiş:)

Cumartesi akşamı Hasan’ın nikahından sonra Ece ve Murat’la buluştuk, yemeğe gittik bir yere. Gelirken dışarıda park gördü ve gitmek istedi. Hava buz. Neyse içeri girdik, orada bir oyun alanı vardı. Biraz oynadık sonra tek başına bıraktık onu, kendi sallanıyor, kayıyor kaydıraktan falan, her şey yolunda görünüyor gibi. Ben psikopat gibi bir yandan tavuk kanatlarını kemirip bir yandan da Duru’yu takip ediyorum… Baktım bizimki kapıdan çıktı, hızlı adımlarla dış kapıya doğru ilerledi ve çıktı gitti. Koştum arkasından, “nereye gidiyorsun sen” dedim, “parka” diye cevap verdi. Kızdım biraz. Kadınların arkasına takılmış gidiyor sıpa. Allah korusun, çok ama çok dikkatli olmak gerek…

Bunun dışında:

• Tatil bol çişliydi. Parkta, evde, arabada kazalar oldu.

• Duru bize biz Duru’ya yapıştık adeta. 9 günlük ev hayatı çok iyi geldi bana. Fakat bu durum bize yol, su, elektrik olarak geri döndü, tatil sonrası bebemiz depresyonda hafiften:(

• Bol bol el öptü,“ iyi bayramlar” dedi, aile büyüklerinin pamuk ellerini ceplerine sokturdu Duru:) Selin’in kedisi Boncuk Duru’nun elini tutmuş patisiyle bir ara. Gelip bize şöyle dedi heyecanla: Boncuk elimi öptü, iyi bayramlar dedi:)

• Dedesiyle arası iyiydi, pazar günü durduk yere sarılıp “Dedecim seni çok seviyorum” dedi ilk defa, şaşırdım, bir ara hiç ilgilenmiyordu zavallı adamla. Oysa babam da hastası Duru’nun. Geçen gün evdeyiz, bisikletine bakıp “Dede ne güzel almış değil mi anne” dedi:)

• Bayramdan sonra çocukta para kavramı oluştu, bir adet kumbara edindik kendisine. Şimdi bozuk paraları veriyoruz, atıyor içine.

Bir bayram da böyle geçti, güzellikle, sağlıkla… Şükür…

 

 

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir