Duru kreşe başlayalı 2 hafta bitecek. Epeyce yol kat etti, annem sayesinde tabii…
Sabahtan götürmüyoruz artık. Geçen gün “sabah kafam tuhaf oluyor, öğleden sonra gidelim” dediğinde bunu daha iyi anladık:) Çocuğumuz ayılamıyor demek ki:)
Bu hafta pazartesi gününden beri öğlen gidiyor. 2 gibi götürüp 5’te alıyor annem. “Ben gazete almaya gidiyorum geleceğim” deyip eve dönüyormuş. Duru onu orada biliyor, gizlice onu izlediğini düşünüyor şimdilik. Aşama aşama… Bakalım…
Dönüşte çok neşeliymiş, normalde yarı yolda kucağa alınmak ister koca dana:) Bu sefer hiç istememiş, hem de çantası sırtında yürümüş. Okulu benimsediğini anladık böylece…
Öğretmeniyle görüştüm Duru’nun. “Bana göre Duru tamamen açıldı, neşeli, esprili, hem kendisi eğleniyor hem bizi çok güldürüyor” dedi bugün.
Dün akşam yemek yiyoruz, Duru “Tuba öğretmen bana kızdı” dedi. Ben onun Duru’ya kızmayacağını biliyorum, “Belki birazcık seni ikaz etmek istemiştir” dedim. Sonra biraz durdu, “Ben Tuba öğretmene kızdım” dedi bu sefer. “Yemek yemedim, kızdım ona, ağladım” dedi. Ben de “Yemek yemek istemeyebilirsin ama o senin büyüğün, lütfen kibar bir dille bunu anlat, teşekkür ederim öğretmenim, şimdi canım istemiyor, diye söyle, o anlar, bağırmak yok, o seni çok seviyor” dedim. “Tamam annecim, bir daha bağırmayacağım” dedi…
Neyse, sabah Tuba öğretmen aradı. En ufak bir şeyi hemen paylaşıyorlar, güzel bir yaklaşım. Hele öğretmeni, çok ilgilendi bu alışma devresinde Duru’yla, sağ olsun var olsun… Dün kurabiyesini yememiş, o da ısrar etmemiş, iyi de yapmış. Durumu anlattım, Duru size bağırdı mı diye sordum. Bunların hiçbiri olmamış meğerse, bütün çocuklar kurabiyelerini bitirmişler, bizimki bakmış, hiç dokunmamış. Sonra gözleri dolmuş, kurabiyeyi yemeyeceğini söylemiş. Yani kısacası tüm bana anlattıklarını kendi kafasında yaşamış bizi kızımız:) Tuba öğretmene göre de Duru’nun kendisini denediğini söyledi. O da ısrarcı yaklaşmamış, benim de bu konuda ısrarcı olmadığımı görünce içi rahatladı… Zorla yemez zaten Duru, bir gün muhakkak yiyecek ayrıca da, acele etmenin gereği yok…
İyiymiş, her şey yolundaymış. Sınıfın çiçeği o diyorlar… Seviniyorum böyle şeyleri duyunca.
Geçen gün itfaiye gezisi vardı. Akşam çok eyecanlıydı Duru, gitmek istiyordu. Sabah olunca baktım niyeti yok. Birkaç kez söyledim, anlattım ama yok. Sanırım tek başına bir yerlere gitmek için yeterli güveni duymuyor. Haklı da olabilir, daha 3,5 bile değil…
Dün akşam Duru’yla konuşuyoruz, öğretmeninden bahsediyordu, Tuba mı diye sordum. “Hayır anne, Tuba öğretmen diyeceksin” diye düzeltti beni:) Öğretmenini benimsediğini anlıyoruz buradan…
Kendi kendine şarkı mırıldanıyordu, “tabii ki de okulda öğrendim dedi”:)
Bugün oyuncak günüydü, herkes evinden oyuncak götürecekmiş. Bizimki tabii ki teyzesinin aldığı stegosaurus’u ve yunusunu götürmüş okula:)
Okulda su matarasını unutmuş geçen gün. Annem tembihlemiş “öğretmenine söyle de çantana koysun” demiş. Dün baktık çantasında, unutmamış istemiş:)
Bu aralar çok keyifli. Şimdilik her şey yolunda görünüyor.Dün akşam kitap okuduk birlikte, sarılıp koklaştık bol bol. Bu aralar kedi olmaya pek meraklı, miyavlayıp duruyor:) Kimi zaman da dinozor, orada da yapıyor herhalde, öğretmeni söyledi, “ne taklitler yapıyor, erkek çocukları gibi kükreme sesleri bile çıkarıyor” dedi, sanırım t-rex sesinden bahsediyor:)
Okul yolunda da epey yol kat ettik özetle…