Bugün havuç tohumu peki yarın ne?

Diye yazacaktım ki işler yoluna girdi, şimdilik…

Geçtiğimiz pazartesi okuda epey bir sorun oldu yine. Duru cuma günü hasta olduğu için okula gidemedi, tabii hastasın gitme demedik, “okul tatilmiş bugün, sen de evde oynarsın“ dedik. Yazık, anneme “hiç halim yok anneanne” diyormuş ve o gan tam 4-5 saat uyumuş.

Neyse, böyle olunca 3 gün okuldan uzak kaldı. Araya hafta sonu girdi. Öyle olunca da sil baştan. Pazartesi sabahı beni göndermek istemedi. Ağladı, ağladı:( Allahım ne yapıp da ikna etsem derken aklıma Pınar Hanım’dan gelen havuç tohumları geldi. “Bak, bunlar havuç tohumu, sana veriyorum, bunları anneannenle kahvaltıdan sonra ekin, 3 tane ek tamam mı” dedim. İkna oldu. Ben de işe gittim, tahmin ettiğim kadar geç kalmadım allahtan.

O gün okulda epey sorun yaşamış. Öğretmeni aradı beni, Tuba. Ağlamış ve iki kez tuvaletini kaçırmış azıcık. Hafta sonu bir sorun mu oldu dedi bana, yok olmadı dedim. Bu aralar yine beni göndermek istemiyor yanından dedim. O da üzülmüş epey.

Eve gittiğimde Duru beni kırmızı gözlerle karşıladı. Ağladığını söyledi. “Öğretmenim ağlarsan yarın okula gelme dedi” diye söylerken bile gözleri doluyordu:( Hiç gelemiyor lafa, fakat onu kötü bir niyetle söylemediğini biliyorum Tuba’nın. Sadece ağlamayı bir silah haline dönüştürebiliyor Duru bazen, onu engellemek için biraz tavır koymuş.

Neyse, sonraki günler daha iyiydi. Bu sabah da uyurken çıktım evden. Dün akşam çokça “Okulda sevmediğim bir şey olursa yemeyeceğim tamam mı” deyip durdu. Ben de tadına bakmasını, sevmezse yemek zorunda olmadığını söyledim defalarca.

Bakalım, bugün nasıl geçecek?

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir