İlk veli toplantısı

Pazar günü okulda “veli toplantısı” vardı.

Saat 2’de başladı. 1 saat sürer, biter diye beklerken neredeyse 4 saat kaldık.

Duru merak edip sordu tabii ben gitmeden, “Şimdi de Tuba öğretmen anne babalara bir şeyler anlatıp öğretecekmiş, o yüzden çocuklara tatil, sadece anne babalara” diyerek, babasıyla baş başa bırakarak çıktım evden. Esin aldı beni.

Gittiğimizde saat 2’yi biraz geçiyordu ve şaşırtıcıdır ki sınıfa en son giren 2 veliydik. Bu kadar dakik olmaları enteresan geldi bana, genellikle ben önce gelip beklerdim insanları:)

Tuba öğretmen her zamanki, şıklığı, güzelliği, canlılığı ve sadeliği ile hem de hasta olmasına rağmen, 4 saate yakın enerjisinden bir şey kaybetmeden anlattı bizlere okuldaki durumu ve etkinlikleri. Sağ olsun var olsun…

Tüm branş öğretmenli tek tek gelip derste neler yaptıklarını, nasıl bir yol izlediklerini anlattılar. En komiği de Cihan öğretmenle olan diyalogdu:)

Öğretmenler tek tek sınıfa girerken ben Cihan öğretmeni merak ediyordum. Duru’nun ağzından, Tuba ve Semiha öğretmenlerden sonra ismini en sık duyduğum öğretmen Cihan’dı çünkü… Kadın zannediyordum, değilmiş, tahmin etmeliydim:)

Cihan öğretmen sınıfa girdi, “siz Cihan öğretmensiniz demek” dememe kalmadan, “Duru’nun annesi misiniz” diye sordu bana:) “Duru’yla aşk yaşıyoruz biz, aramız çok iyi ” dedi. Bir yandan da Tuba öğretmen bana bakarak muzip muzip gülümsüyor:) Cihan öğretmen tam çocukların bayılacağı gibi, enerji bombası. Bizimle de kısa bir workshop yaptı, derslerin nasıl geçtiğine dair bir fikir oluştu bizlerde…

Kısacası okul çabalıyor. Öğretmenler dolu, hepsi bir şeyler vermek için uğraşıyor çocuklara.

Sonra kokteyl kısmına geçildi, kurabiye, poğaça, meyve suyu eşliğinde sohbet devam etti…

Yeni senede velilerin de katılacağı workshoplar olacakmış, çocuklarla birlikte çok eğleneceğiz gibi duruyor.

Faydalı bir gündü. Velileri tanıdık, çocuklar okulda neler yapıyor, görmesek de dinledik…

Deren Ada’nın teyzesi de toplantıdaydı. Her gün Duru’nun ağzından ismini duyuyorum, bir de İrem’den sık bahsediyor. Sanırım 3 kişilik bir dünya kurmuşlar kendilerine. Deren Ada’nın teyzesi de aynı şeyi söylemiş, evde Duru’dan bahsediyormuş sık sık. Ne güzel…

Özellikle Tuba öğretmene performansı için bir kez daha teşekkür ediyorum buradan. Çok iyi bir evsahibiydi, sabırla anlattı, cevapladı soruları.

Dönüşte Esin’le Migros’a uğradık. O ayrı bir yazı konusu olur, öyle garip bir market deneyimiydi yani:) Burada anlatmayayım, zaten ben ve Esin’den başka da kimsenin başına gelemezdi:))

Benim evde olmamam Serhan’a yaradı. Kızıyla aşk meşk içinde buldum ikisini. Seyahatte olduğundan çok da özlemişti. Öyle ki yemekte her zamanki yerime oturtmadı beni, oraya babası oturacak ve yemeğini o yedirecekmiş. İtiraf ediyorum ki sinirlendim ve KISKANDIM!

Neyse, sonra derhal silkinip kendime geldim, insanoğlu olarak bu kadar zayıf olmamalı idim:) Sakinleşip yemeğe devam ettim, Duru da babasının kucağında oturarak yemeğini yedi.

Sonra onlar bilgisayar başına gittiler, bu kez ses etmedim. Bilgisayara alışsın istemiyorum, sonradan bazı alışkanlıkları değiştirmek çok zor oluyor. Ayaklarımı uzatıp koltuğa uzanmanın dayanılmaz hafifliğiyle, uzun süredir seyredemediğim televizyonun başına geçtim. Nasılsa her yavru bir gün anayı bulacaktı:)

Bilgisayarda işi bitince baktım pıtır pıtır bir ayak sesi… Bebe anasını bulmuştu:) Geldi, koltukta yapışıverdi üzerime. Ben de öpüp kokladım:)

Pijamalar giydirildi, Duru’nun yayına uzanıldı:) Öpme, koklama faslı… Duru’dan bir ses “anne, uyuu hadii, yaramazlık yapma”:)

Yan yana uyumuşuz..

Bakalım, daha neler görüp işiteceğiz Duru sayesinde…

 

 

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir