Beyin gücünün inkar edilemez gücü

Bu da arşivden…

Vallahi de oldu, billahi de oldu, ben bile inanamadım. Anlatayım…

Bunu yapan ben değilim, Duru. Pazartesi izinliydim. Duru’yu okula ben gönderdim, ikimiz için de keyifliydi. Sonra evde biraz temizlik yaptım, Duru’nun gelmesini bekledim. Saat 2’ye doğru geldi servisi. Biraz dinlenip annemi de alıp Çengelköy’e pazara gittik. Onun öncesinde çay içmek için iskelenin oradaki çay bahçesine oturduk. Önümüzden Duru’nun arkadaşı Zeynep Ada geçti, Duru sevinerek hemen yanına gitti. O andan itibaren hiç oturmadılar, koştular koştular, çok güzel oynadılar. Tabii bu güzel dakikalar Duru’nun çok hoşuna gitti ve günün geri kalanını Zeynep Ada diye sayıklayarak geçidi.

Ertesi gün İsmail Abi ve Emir geldi, birlikte yine aynı yere gittik. Daha gitmeden dudağını bükerek Zeynep Ada’nın adını sayıklamaya başladı. Ben de orada değildir herhalde, belki baska bir yere gitmislerdir dedim. O kadar çok istiyordu ki orada olmasını, anlatamam. Masaya oturduk Zeynep Ada, portakal suyunu içiyor Zeynep Ada… En sonunda “Anne gidip bir bakalım mı, belki deniz kenarındadır” dedi. Babasıyla kalktılar ve gittiler. Baktım, orada çocuklarla koşuyor. Hiç ihtimal vermedim, hemen nasıl da arkadaş bulmuş dedim içimden. Amanın bir baktım ki Zeynep Ada… O an inandım düşünce gücüne. İnsan gerçekten saf ve temiz duygularla, gerçekten inanarak isterse oluyor demek ki… Hemen yanıma getirdi Zeynep Ada’yı, gözlerindeki pırıltıyı keşke dondurup fotoğraflayabilseydim. En az onun kadar sevindim ben de…

Canım kızım, umarım gönlünden istediğin her şeyi hayat sana sunar, tıpkı o gün olduğu gibi…

 

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir