Hastayım hasta

Hem de ne hasta… Kaslar, sırt, bel, boyun, kemik ağrımayan yerim kalmadı. Annem de aynı, bir de ateşi vardı onun. İkimiz de aynı mikrobun kurbanı olmuştuk:( Yani o kadar kötüydüm ki pazar dışarı çıkamadım, oradan pay biçin:) Evde biraz yattım, biraz yemek yaptım, biraz Duru’yla ilgilendim. O da üzüldü, “Anne çok mu hastasın” diye gelip… Okumaya devam et Hastayım hasta

Onlar erdi muradına…

Bu yazı da 20 Nisan tarihli… Cumartesi Tolga ve Esra’nın nikahı vardı. Biz de oradaydık tabii. Duru’yu süsledim, tam bir küçük hanım oldu. Evden çıkarken boğazımda bir ağrı hissettim, meğerse hastalığın habercisiymiş. Nikah saat 5’te idi. Neyse ki yetiştik. Esra çok güzeldi, Tolga da tam damat gibi damat olmuştu. Ela Duru’yu görünce heyecanlandı, fakat Duru… Okumaya devam et Onlar erdi muradına…

Evde ve hamarat

Bu da 14 nisan tarihli yazı… Duru nane olduğundan bari pazar çıkmayalım dedik, hem hava da Duru gibi naneydi. Az az ateşi var Duru’nun. Bazen artıyor, sonra birden düşüyor. Nedenini anlayamadık. Yaklaşık 3 ay önce İpek Hanım’ın Çiftliği’nden havuç tohumu istemiştim Duru çok seviyor diye. Bir sabah ben işe giderken Duru çok ağlayınca aklıma bu… Okumaya devam et Evde ve hamarat

Hasta ve gezgin…

Yazmayalı neredeyse 3 hafta olmuş. Normalde unutmamak için word dosyasına yazıp kaydediyor sonra da siteye ekliyorum. 13 Nisanmş bu yazının tarihi… Cuma akşamı, hava güzel olursa Çengelköy’e inebilceğimizi konuşmuştuk Duru’yla. Fakat eve gittiğimde onu yatarken buldum. Hali yoktu. Bahçede oynamışlar ve sanırım çok terleyerek üşütmüş… Cumartesi oldu, hava güzel fakat Duru’nun hali yok. Ama Çengelköy’e… Okumaya devam et Hasta ve gezgin…