Hafta sonumuz hareketli geçti

Cumartesi akşamı uzun süredir çağırmak istediğim fakat bir türlü zamanı uyduramadığımız arkadaşlarımız geldiler. Hande-Veysel ve 2 çocukları Arda ile Kerem, Aykut-Yeşim ve kızları Selin. Uzun süredir bu kadar kalabalık bir grubu ağırlamamıştım, geçen hafta Kübra’larla acemiliğimi atmıştım üzerimden ama yine de bir panik hali vardı üzerimde:)

Neyse eve gittim ki su yok. Malzemeleri alıp annemlere taşıdım. Duru orada oyalandı biraz, yine de benimle vakti geçirmek istiyor tabii. Ben bir yandan Duru’yu oyalarken diğer yandan mantar yıkamaca, barbunya pişirmece gibi birtakım aktiviteleri yapmaya çalıştım. Saat 12 gibi Duru’yu uyuttum. Ben de işime baktım, Serhan da yoldan gelmişti, o da uyudu biraz dinlenmiş oldu.

Gece saat 1 gibi çıktık annemlerden. Eve gittiğimizde su yoktu hâlâ.

Ertesi sabah üretime başladım erkenden:) Duru uyanmadan yol almam lazımdı. Epey bir şeyler yaptım. Sonra kahvaltı faslı falan derken Duru babasıyla Maksi’ye gitti. Dönüşte çok özlemiş beni, niyeti belli:) Bu sıralar nedenli nedensiz ağlıyor, sonra işi “mm” ile bağlıyor.

Temizlik, yemek derken zaman geçiverdi, akşam oldu. Duru’yu giydirdim. Geçen yıl teyzesinin aldığı eteği giydi. Kendini de pek bir beğendi, gidip babasına “Bak baba ne güzel oldum di mi?” diye sordu sürekli. Önce Aykut ve Yeşim geldi, tabii Selin de. Duru hiç yabancılık çekmedi, olaya direkt adapte oldu. Sonra da Handeler geldi. Arda’nın bir iPad’i vardı, onunla oynadılar. Sanki kırk yıldır iPad kullanıyordu Duru. Yemek faslına geçtik. Çocuklar oyun oynarken biz de masada sohbet ettik biraz. Konu tabii ki yine çocuklardı:) Bir ara o kadar gürültü oldu ki, onları Duru’nun odasına gönderdik. 4 çocuğun olduğu yerde sessizlik diye bir şey olamazdı zaten.

Bizimki aralarına güzelce karıştı. Kimi zaman sesi çok yükseliyordu, “Beniiiimmm” diye ortalığı yırttığı oluyordu bir şeyi paylaşmak istemeyince ama çoğunlukla eğlendi.

Saat 12 olunca çocuklarda yavaş yavaş pil bitmeye başladı. Kerem’i annesi koltuğa yatırınca Duru da onun yanına yatmak istedi. Minicik yere sığdırdı kendini. Sonra pijamalarını giydirdim, eline de bir battaniye verdim Kerem’e örtmesi için. Gitti üzerine örttü:) Sonra yine yanına yattı abisinin. Rahat edemeyince yere minder koyup oraya yatırdım Duru’yu…

Saat 1’e doğru misafirlerimiz gittiler. Duru o saate kadar uyanık kaldı. Giderken Hande onunla güzel güzel konuştu. Çok etkilenmiş bundan, en çok Hande’yi ve Selin’i sevdiğini söyledi bize:)

Şunu fark ettiğim bir akşam oldu: Ben masada oturup sohbet edebiliyorken artık Duru arkadaşlarıyla oynayabiliyordu. Elimden tutup beni de götürmedi odasına. Arkadaşlarıyla kurduğu bir dünyası vardı artık… Değişik bir duyguydu gerçekten. Masada sohbet ederken bir anda kendimi, bunu fark ederken buldum. İçimden hafifçe  tebessüm ettim, korku da vardı içinde bu gülümsemenin… Büyüyordu artık, eteğimden uzaklaşıp kendi dünyasını yaşamaya doğru yolculuğu başlamıştı… Ben içimde bunları yaşarken masada çocuklardan konuşmaya devam ettik…

 

 

 

 

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir