Bu sene Babalar Günü yolda geçti. Tatilimizin ilk günüydü.
Bu günler benim için önemli. Evet, anneler-babalar sadece senenin 1 günü hatırlanmamalı, bunu ben de biliyorum ama en azından bu 1 gün, bizim için çok önemli olan anne ve babalarımıza ne kadar özel olduklarını hissettirebilmek için birer fırsat bence.
Yolda olduğumuzdan babalarımızın bu günlerini ancak onları telefonla arayarak kutlayabildik, yanlarında olamadık bu sene.
Bizim babaya gelince:) Ben de kendimce küçük de olsa bir şey yaptım Serhan’a. Her sene bir şeyler yapmaya çalışırım. Bu sene 3. babalar günü onun. 2009’da, Duru’yu hediye etmiştim:) Geçen sene ne yaptım hatırlamıyorum. Bu sene, üzerinde “My love belongs to Daddy” yazan bir tişört giydirdim 19 Haziran’da. Ben olsam sevinirdim, umarım Serhan da beğenmiştir:)
Kız çocuklarının hayatlarında babalarının rolü çoook büyük, hem de öyle böyle değil.
Kendimden biliyorum, babam benim güç sembolümdü. Sığındığım, zorda kaldığımda beni koruyan, beni hep seven, hastalandığımda annem kadar başımda bekleyen, sıcak yaz günlerinde gazeteden yelpazelerle serinleten, soğuk kış gecelerinde üstümü örten, defalarca da kontrol edendi.
Bir yandan da çekinip korktuğum, saygı duyduğum insandı babam. Her şeyi en son o duyardı:)
Hatırlıyorum, küçükken babam geç gelirdi, çok çalışırdı. Hâlâ da çalışır, pazar günleri dahil işine gider. O gelene kadar uyumazdım bazı geceler. Sadece birazcık oynamak, onun dizine oturmak, kucağında hasret gidermek için. O da ne kadar geç gelirse gelsin bizi kocaman öper, benimle oynardı.
Sakin ve munis bir çocuk olduğumdan babamla pek sürtüşmemiz olmamıştır. Bazen ablamla gece geç saatlere kadar oturup kahkahadan evi çınlattığımızda içerden seslenirdi bize, kızardı şakadan:) Biz de bir anlık susar, 5 dakika sonra icraatımıza kaldığmız yerden devam ederdik. O günleri çok özlüyorum, abla sen de özlüyor musun:(
Hastalandığımızda bizi doktora hep babam götürürdü. Çok aktif bir rolü vardı hayatımda, hâlâ da öyledir.
Çok ama çok fedakârdı. Yapı olarak öyle zaten. Sonsuz bir vericiliği var. Bizim her ihtiyacımızı elinde olmasa bile yaratır yine karşılardı. Kendini hiç düşünmedi. Tüm imkanlarını sonuna kadar yavruları için kullandı. Hakkını ödeyememem hiçbir zaman.
Hâlâ beni arayıp “bebeğim” dediğinde içim titrer. Böyle bir şey işte kız çocuğunun babasına olan sevgisi…
Babama karşı çok zayıfım. Bu yazıyı yazarken bile nedensiz yere gözlerim doluyor, çözemedim, bulamadım nedenini…
Şimdi Duru’ya bakıyorum, büyüyor, yetişiyor. Yarın yetişkin bir genç kız olduğunda eminim o da babası için buna benzer şeyler hissedecek.
Bir kızın yetişmesinde babanın rolünün bu kadar önemli olduğunu bilmezdim. Kendi hayatım, deneyimlerim, yaşadıklarım bunu gösterdi bana.
Serhan 1 gece iş nedeniyle şehir dışında kaldı. Dün akşam geldiğinde Duru’nun ona öyle bir sarılışı vardı ki… Hele bu sabah. Dolu dolu “babammm” diyerek kucağına bir gidişi vardı ki… Bu sefer çok özlemiş. Giderek daha da düşecek, biliyorum.
Aralarındaki diyaloğu seviyorum. Serhan çok anlayışlı ve sakin. Bu, Duru’ya ekstra bir huzur ve güven verecek, eminim.
Kız çocukları hep babalarına benzer eşler ararmış.
Benim babam dünyadaki en iyi erkeklerden biri, duygusal, romantik, fedakâr, sevgi dolu, koruyan, gözeten, ince düşünceli… Adam gibi adam… Bana göre tabii, bir de anneme sormalı:)
Ben, babamın benzerini buldum, hem de daha sakin ve anlayışlısını:)
Umarım Duru da babası gibi bir eş bulacak kadar şanslıdır.
Geç de olsa, hayatımdaki en önemli iki erkeğin bu günlerini kutluyorum tekrar. İyi ki beni seçmişsiniz… Umarım çoook uzun yıllar daha benim hayatımı aydınlatmaya devam edersiniz…