Dedemizin doğum günü ve birkaç kelime daha

Henüz cümle yok, kelimeler her geçen gün artıyor. Geçen akşam televizyonda ateş yakan bir adam gördü “ateş” dedi direkt. Mavi rengin adı maviş oldu. “En sevdiğin renk ne?”, “Babanın gözleri ne renk?” gibi sorular sorunca “Maviş” diye cevap veriyor. Bir de çok lazımmış gibi Akbank‘ı öğrenmiş. Tamam yerine “Nemaaam” diyor, bayılıyorum. Bez: Bej Huggies: Hagiz… Okumaya devam et Dedemizin doğum günü ve birkaç kelime daha

ve Minik Deniz Ali karşınızda…

Hayat sürprizlerle dolu. Ne kadar plan yapsak, hayatımıza tarihler koysak da uymuyor bazen işte. Yaradan kendisi yapıyor planını, bize de  o plana uymak düşüyor. Dün sabah saat 8’de telefonum çaldı, baktım Emine arıyor. Anladım başımıza geleni. Emine hastaneye gidiyordu, minik Deniz sabırsız davranmış, daha annesi izne bile çıkmadan gelmeye karar vermişti. Beşiğin yeni sahibi yoldaydı…… Okumaya devam et ve Minik Deniz Ali karşınızda…

duruneleryapiyor.com’a yeni çehre

Duru’nun sitesi için bir süredir yeni bir tasarım istiyordum. Kafamda sadece şu vardı: Sade olmalı, site açıldığında Duru’nun fotoğraflarının sabit olduğu bir ana sayfa olmalıydı. Her yazıya fotoğraf koymadığımdan bazen sayfalar hareketsiz olabiliyordu. Derhal sitemin mimarı Erkan’a gittim, sağolsun o da bulduğum bir şablonun üzerinde çalışıp bu yeni sayfayı yaptı bana, çok beğendim… Sitemiz yeni… Okumaya devam et duruneleryapiyor.com’a yeni çehre

Pazar kareleri

Pazar akşamı babaannedeydik. “Babi” diyor babaanneye. Selin’e de “nana”. Işık’ın adı “Iç”. Halasının aldığı “cici”sini giydirip düştük yollara… Yine şımarıklığı üzerindeydi. Kendini yerlere attı, Boncuk’la oynadı, yemek yemedi, herkesi ayağa kaldırıp oynattı, “gel geel geell” diyip babaannesini, dedesini bile piste davet etti:) Bir ara bir baktım herkes ortada oynuyor, çok eğlenceliydi. “Dönyor” diye diye kendi… Okumaya devam et Pazar kareleri

Kısacık bir Duru-Bulut buluşması

Cumartesi günü Seherlerle görüşmeye niyetlendik, Seher’i aradım, Nero Cafe’delermiş. Biz de gitmek için hazırlandık. Tabii biz çıkana kadar saat üçbuçuk, oraya gidene kadar da dörtbuçuk oldu, belki daha da geç bir saatti. Biz gidene kadar onların evlerine gitmediğine şükrettim:) Hava soğumuştu, Bulut tüm pamukluğuyla orada koşturuyordu, çok sevdim. Benim anormal sevme cümlelerime yandan yandan gülerek… Okumaya devam et Kısacık bir Duru-Bulut buluşması